Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun, “Taç diyen baş akıllanır” diyerek yorumladığı HDP’nin aldığı yüzde 13’lük oyun, PKK’yı ciddi anlamda bağladığını belirtiyor: “HDP’nin TBMM’de çok güçlü bir aktör olması ve 6 milyon oy alması, PKK’nın silah kullanma şartlarını artık tamamen ortadan kaldırmıştır.”

İLKER AKGÜNGÖR / VATAN HABER MERKEZİ

Çözüm süreciyle birlikte 2 yıldan fazla bir süredir devam eden çatışmasızlık seçim sonuçlarının ardından ne olacak? HDP’nin aldığı 6 milyon oy Kandil’i nasıl etkileyecek? Bu sonuç PKK’nın parmağını tetikten uzaklaştırdı mı? İşte bu soruların cevaplarını Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun’la konuştuk.

“Kandil HDP’yi zor bir duruma sürüklemez”
Seçim sonuçları Kandil’i nasıl etkiler? Çatışmasızlığa etkisi ne olur?
“Kandil’in sonuçtan memnun olduğu ortada. Kandil’in bu seçim sonuçlarıyla siyaseten eli güçlendi. Öte yandan HDP’nin TBMM’de çok güçlü bir aktör olması, 6 milyon oy alması PKK’nin silah kullanma şartlarını artık tamamen ortadan kaldırdı diye düşünüyorum. HDP yüzden fazla belediyesiyle hem yerelde hem de 80 milletvekiliyle mecliste etkili ve güçlü olarak temsil ediliyor. Dolayısıyla taleplerini ve siyasetini genişleyen demokratik alan içinde sunabilir. Bu sonuç Kandil’in herhangi bir şekilde silaha başvurmasını, tekrar çatışma başlatmasını zorlaştıran bir durum. Kandil’in Türkiye’nin her yerinden oy almış bir HDP’yi herhangi bir şekilde zor durumda, toplum karşısında kendini savunamaz halde bırakacağını düşünmüyorum.”

“Taç giyen baş akıllanır”
Bu sonuç bir mecburiyet doğuruyor mu?
“HDP çok doğru bulduğumuz Türkiyelileşme programıyla yola çıktı. Kürtler sadece bölgede değil Türkiye’nin her yerinde yaşıyorlar. Kürtlerin talepleri de Türkiyelileşti. Onun için izlenen yol doğrudur. Bu zafer hem Kandil Hem de HDP’yi daha olumlu ve sorumlu davranmaya mecbur ediyor. Diyarbakır’da yaşanan olaya HDP hemen tepki verdi. İhya-Der camiasına taziyelerini iletti. İngilizlerin bir lafı vardır; ‘Taç giyen baş akıllanır’ derler. HDP şimdi tacı giydi. Ben tacı giyenin siyaseten daha akıllı ve sorumlu davranacağını düşünüyorum.”

“Kürtler AKP’nin dilinden rahatsız oldu”
HDP’nin oylarının artışındaki en önemli faktör ne?
“HDP’nin oy artışında iki önemli faktör etkili. HDP daha önce AKP seçmeni olan Kürtlerin oyunu Türkiye’nin her yerinde aldı. İkincisi ise AK Parti’nin tek başına mecliste Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğa erişmesini istemeyenler HDP’nin barajı geçmesi için destek verdi. AKP’den rahatsız sosyal demokrat Türklerin olduğu bir kesim HDP’ye oy vererek barajı aşmasına katkıda bulundu. Ama HDP’nin oylarını derinlikli analiz etmemiz gerekiyor. Dindar Kürtler tanımlamasını dikkatli kullanmak lazım. Bu tanımdan sanki dindar Kürtler Ak Parti’ye diğerleri HDP’ye oy veriyor gibi bir sonuç çıkıyor. Öyle değil. HDP tabanı da Ak Parti tabanı kadar dindar. Kürtler dindar bir toplum. Önceden AK Parti’ye oy veren Kürtler, Ak Parti’nin kullandığı dilden ve uyguladığı siyasetten duyduğu memnuniyetsizliği HDP’ye oy vererek gösterdi. Böylece HDP muazzam bir zafer elde etti. HDP, 14 ilde birinci parti. Bunlar küçük farklardan ziyade ezici üstünlükler. Diyarbakır’da son seçimlerde genelde yüzde 65 HDP, yüzde 30 Ak Parti denklemi vardı. Şu anda yüzde 80’e, yüzde 15 gibi bir durum oldu. Milletvekillerinde durum 10’a 1 olarak gerçekleşti.”

“AKP stratejisi HDP’yi etkili aktör yaptı”
HDP tek rakip durumuna nasıl geldi?
“HDP seçim boyunca CHP ve MHP’nin bir kaç puan artırmasının Türkiye siyasetinde bir şeyi değiştirmeyeceğini ama kendilerinin barajı aşıp, meclise girmesinin Erdoğan ve Ak Parti’yi durduracak tek durum olduğu stratejisini çok başarılı işledi. Bütün kampanyasını bunun üstüne kurdu. HDP’nin bu kadar etkili bir aktör haline gelmesi Ak Parti’nin izlediği stratejiyle oldu. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Ak Parti’nin önde gelenleri, kendine yakın medya; işi gücü bırakıp sadece HDP ile uğraştı. Selahattin Demirtaş’ı seçimin en önemli siyasal lideri haline getirdiler. Herkes Demirtaş’a saldırdı. Kendini ona cevap vermek zorunda hissetti. HDP’yi vuracağız diye kullandıkları bu dilin aslında Kürtleri yaralayacağını ve Kürtlerde ciddi manada bir tahribat yaratacağını öngöremediler. Selahattin Demirtaş ve HDP’yi hedefe koyan Ak Parti stratejisi iki türlü etki yarattı. Birincisi Kürtleri yaralayıp daha fazla HDP’ye yönelmelerinde etkili oldu. İkincisi Ak Parti’den rahatsız olan grupların önemli bir kısmının HDP çevresinde mobilize olmasını sağladı.”

“Kürtler arasında çatışma isteniyor”
Diyarbakır’daki çatışmayı nasıl yorumlamak gerekiyor?
“Diyarbakır’da yaşananlar gerçekten kör gözün parmağına çok açık bir provokasyon. Bunu Diyarbakır mitingine atılan bombayla ele almak lazım. Kürtler arasında bir çatışma çıkarmak isteniyor. Diyarbakır mitingine bomba konularak hem insanların hayatını kaybetmesi hem de bundan doğacak etkiyle HDP tabanı ve PKK’nin sokağa çıkması ve Kürtlerin karşı karşıya gelmesi hedeflendi. İki tarafta çok sağduyulu davrandı. HDP’nin yüzde 80 oy aldığı, 10 milletvekili çıkardığı bur dönemde bu eylemin tek manası var; bölgeye gelmiş sükunet ve huzur ortamını iki grubu karşı karşıya getirerek bozmak. Ancak geçmişten tecrübeyle hem HDP hem de Hüda-Par yönetimi son derece sağlıklı bir tavırla mesaj vererek olayı kınadı.”

“PKK-Hizbullah fay hattı”
PKK ve Hizbullah çatışması tekrar yükselir mi?
“Hüda-Par ile HDP ya da Hizbullah ile PKK arasında bu tür bir gerginlik isteyen ya da karşı karşıya getirmeye çalışanlar mutlaka bu fay hattını kullanacaklardır. Bir yıl önce de üniversiteli gençler karşı karşıya getirildi. Allah korusun bu iki grup arasındaki provokasyonlar doğrudan partilere bile yönelik olabilir. Bence Hüda-Par ile HDP’nin oturup siyasal alanda rakip olduklarını ama kanlı eylemlerin içinde olmayacaklarını ve bu eylemlerde yer alanların kendilerinden olmadığını açık ve net bir şekilde söylemeleri lazım.

NOT: Haberin 11 Haziran 2015 tarihli Vatan Gazetesi’nde yayınlanan hali buradan (http://www.gazetevatan.com/-tac-giyen-bas-akillanir–801763-gundem/) okunabilir.