Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla parmak ya da avuç içi damar tanıma sistemi olarak bilinen biyometrik kimlik doğrulama sistemi Cuma gününden itibaren tekrar kullanılmaya başlandı. Sistem ilk 4 günü sorunsuz atlattı.
İLKER AKGÜNGÖR
Yılan hikayesine dönen halk arasında parmak ya da avuç içi damar tanıma sistemi bilinen biyometrik kimlik doğrulama sistemi geçtiğimiz Cuma gününden itibaren tekrar kullanılmaya başladı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın Danıştay’da açtığı davada kişisel bilgilerin paylaşılması ve fişlenme gibi endişeler öne çıkmıştı. Danıştay 15. Dairesi 11 Eylül 2014’te verdiği kararla biyometrik kimlik doğrulama sisteminin yürütmesini durdurmuştu.
AYM itirazı reddetti
Danıştay 15. Dairesi, Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) yer alan Biyometrik Kimlik Doğrulama İşlemi başlıklı bölümün bazı paragrafları ile “…ve Biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulaması yapılması zorunludur” ibaresinin yürütmesini durdurmuş ve dayanak yasayı AYM’ye taşımıştı. AYM ise biyometrik kimlik doğrulamayı anayasaya uygun buldu ve Danıştay’ın itiraz yoluyla yaptığı iptal başvurusunu reddetti. AYM kararında, kişisel verilerin kapsam dışı kullanılması halinde, TCK’ya göre ceza verilebildiği ve kanuni güvence bulunduğu belirtilmişti.
Şimdilik sorun yok
SGK tarafından 30 Nisan’da yapılan açıklamada 15 Mayıs itibariyle biyometrik kimlik doğrulama sistemi kullanılmadan MEDULA’dan provizyon alınamayacağı duyuruldu. Sistem geçtiğimiz Cuma günü tekrar özel hastanelerde kullanılmaya başlandı. Yaklaşık 7 aydır kullanılmayan cihazlardan dolayı sorun yaşanma ihtimaline karşılık Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD), SGK ile görüşerek provizyon güvencesi aldı. Ancak ilk 4 gün içinde sistemde belirgin bir sorun yaşanmadı.
“Firmalar batma noktasına geldi”
OHSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Reşat Bahat, sisteme teknik destek veren firmaların batma noktasına geldiğini söyledi: “Şu ana kadar hastanelerden olumsuz bir geri dönüş yok. Cihazlar uzun süre yaklaşık 7 ay kullanılmadığı için bakım ve güncellemelerinin yapılması gerekiyordu. Danıştay yürütmeyi durdurunnca bir belirsizlik doğdu. Firmalar işin peşini bıraktı. Kimisi batma noktasına geldi, kimi işini çok düzün yapmadığı için üyelerimiz sıkıntı yaşadı. Ama şu anda problem çözüldü. Bundan sonra bu alanda pazar büyüyeceği için zora düşen firmalar da tekrar hayata döner diye düşünüyorum.
“SGK bir süre idare edecek”
OHSAD Başkanı Dr. Bahat, cihazların provizyon vermeme ihtimaline karşı SGK’nın bir süre provizyon vereceğini belirtiyor: “Bu cihazlar elektronik ekipmanlar olduğu için bakım ya da güncelleme yapılmaması, iletişim kopması gibi sıkıntılar yaşanabiliyor. Cihazlar arasında 6 ay, 1 yıl kullanılmayan, sistemle tanışmayanlar var. Böyle bir durumda hasta gittiği hastane MEDULA’dan provizyon alamazsa yani bu cihazlar onay vermezse tedavi ücretini cebinden ödemek zorunda kalıyor. Özellikle devamlılık arz eden ve durumu belli bir doktor tarafından takip edilen ve kanser gibi bir hastalık tedavisi gören hastalar için bu büyük bir sorun. Başka hastanelere gidebilirler ama hasta doktorundan vazgeçmek istemeyebilir. Bunu SGK ile konuştuğumuzda yetkililer provizyon alınamaması durumunda vatandaşın mağdur olmaması için bir süre problem geçene kadar provizyon onayı vereceklerini söylediler.”
Biyometrik kimlik doğrulamanın kullanılmayacağı durumlar
– 12 yaş ve altı çocuklar ve 75 yaş üstü kişiler,
– Her iki eli olmayan kişiler
– Her iki el avuç içi veya her iki el orta, işaret, yüzük, baş, küçük parmak damar izi bütünlüğü bozulmuş kişiler,
– Acil hastalar (yeşil alan muayenesi hariç),
– Serepral palsi, üst ekstremite felci ve benzeri tıbbi nedenlerden dolayı biyometrik verisi alınamayan kişiler ile spastik veya otistik engelli olan kişiler,
– Organ, doku ve kök hücre nakli tedavilerinde alıcının üzerinden donör takibinin alındığı durumlarda,
genel sağlık sigortalıları, nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport ya da evlilik cüzdanlarıyla sağlık hizmeti sunucularına müracaat etmeleri halinde sağlık hizmeti alabilecekler.