Yazarlığa yolsuzluğun tarihini yazarak başlayan ve daha sonra inovasyon üzerine kitaplar yazan Şafak Altun, bu kez bir ‘etkiler’ kitabıyla karşımızda. Altun, ‘Ferrari’yi çalan fil’ adlı kitabında hayatımıza yön veren 21 etkiyi örneklerle aktarıyor. Ancak hayatı kitabında anlattığı etkilerden kurtularak özgürce yaşamamızı öğütlüyor.
İLKER AKGÜNGÖR / VATAN KİTAP
Şafak Altun, ‘Ferrari’yi çalan fil’ kitabında hayatımızın akışını değiştiren 21 etkiyi; ‘Kötü olmak zorunda mıyız?’, ‘Fabrika ayarlarına nasıl döneriz?’ ve ‘Akıllı olup etkilenmeme mümkün mü? başlıklı üç ana bölümde inceliyor. Altun, Lucifer, Lady Macbeth, ekran, kalabalık, seyirci, bando arabası, hipster, bumerang, domino, bulaşma, geri tepme, Dunning Kruger, plasebo, Barnum, Bill Nighty, spot ışığı, kelebek Etkisi, lotusan, Medici, Oprah ve Angelina Jolie etkisi adlı insan davranışlarına yön veren ve yaşamın akışını değiştiren durumları örneklerle anlatıyor.
Canavarını tanı!
Şafak Altun, yakın tarihe damga vuran Münevver Karabulut cinayetinden yola çıkarak hepimizin içinde bir canavarın uyuduğunu söylüyor. ‘Canavarımızı’ tanıyarak uysallaştırmamızı öğütlüyor. Yoksa canavarın dışarıdan bir etkiyle elini kana bile bulayabileceğini iddia ediyor. Ünlü olmanın çekiciliğine dayanamadığımız anlatıyor. Polise günlerce konuşmayan ve soruşturmayı kilitleyen Manisa’daki çocuk katili de ekran etkisinden kurtulamıyor. Dört yaşındaki kız çocuğunu öldüren hurdacı katil, televizyon programının davetine ‘hayır’ demiyor ve herkesin gözü önünde kadın sunucuya suçunu itiraf ediyor.
Sıraya giren yağmacılar
Bugün aşağılama ifadesi olarak kullanılan ‘sürü psikolojisi’ ilk olarak 1948’de ABD’de kullanılmaya başlanmış. Dan Rice isimli bir palyaço, yerel bir seçimde bindiği bando arabasında çıkardığı gürültüyle çevresine toplanan insanları desteklediği siyasetçiye oy vermeye çağırıyordu. Başarısının ardından İngilizceye ‘Bando etkisi’ kavramı girdi ve ‘sürü psikolojisi’ anlamında kullanıldı. Kitaba göre dünyanın en iyi sırada bekleyen toplumu İngilizler. MIT Profesörü Richard Larson; “2011’de Londra olaylarında yağmalama girişiminde bulunan bazı insanlar sıranın kendisine gelmesini bekliyordu. Yağmacıların bile medeni bir şekilde sıraya girdiği başka bir yer düşünemiyorum” diyor.
Ferrari’yi çalan fil kim?
Ortadoğu’yu kasıp kavuran Arap Baharı ya da 1938’de New York’ta ‘görmedikleri’ Marslıların saldırısından kaçan insanların hepsi bulaşma (domino) etkisinin altındaydı. Kitaba adını veren ‘Ferrari’yi çalan fil’ suç makinesine dönüşmüş bir araba hırsızının lakabı. Çok sevdiği atları gezdirmek için ahırlardan çıkaran ve hırsız diye yaftalanan bir çocuğun takma adı. Sadece 16 yaşındaki çete lideri Fil, mahkemede suç işlemediğini çaldığı lüks arabalardan kazandıklarıyla evinde beslediği bir fil, iki çita, bir kaplan ve bir timsahı beslediğini söylüyor.
İyilik dünyayı değiştirir
Şafak Altun aslında okuyucularına bu etkilerden kurtulmalarını ve tek şansımız olan hayatı özgürce yaşamamızı söylüyor. Tüketim toplumunun dayatmalarından kurtularak, kararlarımızı hür iradeyle vermemizi tavsiye ediyor. Altun, rahatça okunan kitabının başında mesajını da veriyor: “İyi şeyler yaparak dünyanın değişebileceğine inananlar hala var. İyilik, durgun suya atılan taş gibidir, etrafında olan herkesi ve her şeyi etkiler.”
FERRARİ’Yİ ÇALAN FİL
Şafak Altun
Hayykitap, 2017
296 sayfa, 22 TL
NOT: Yazının Vatan Gazetesi kitap ekinin Aralık 2017 tarihli sayısında yayınlanan hali buradan (http://vatankitap.gazetevatan.com/haber/etkilerden__kurtul__ozgurce_yasa/1/25040) okunabilir.