ERG ve AÇEV’in çalışmasına göre okul öncesi eğitimi en çok annenin eğitim ve istihdamı etkiliyor. 8 yıl okumuş bir annenin çocuğunun okul öncesi eğitim alma olasılığı yüzde 24 artıyor. Çalışan bir annenin ise çalışmayan annenin çocuğuna okul öncesi eğitim hizmetinden faydalanma olasılığı yüzde 16 daha yüksek gerçekleşiyor.
İLKER AKGÜNGÖR / VATAN HABER MERKEZİ
Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ve Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ortaklığında Türkiye’de erken çocukluk bakım ve okul öncesi eğitim (EÇBE) hizmetlerine katılımın yaşa ve hane halkı özelliklerine göre değişimini göstermeyi hedefleyen Türkiye’de Erken Çocukluk Bakımı ve Okul Öncesi Eğitime Katılım Araştırması ilginç sonuçları ortaya çıkardı. 0-5 yaş aralığındaki
4 bin 363 çocuk ve 3 bin 220 anneye ulaşılan araştırmaya göre okul öncesi eğitimi en çok etkileyen faktörler olarak annenin eğitim düzeyi ve istihdamı öne çıkıyor.
Annenin eğitimi belirleyici
Elde edilen verilere göre 4 yaşta, annenin bir yıl daha fazla eğitim almış olması çocuğun okul öncesi eğitime katılma ihtimalini yüzde 3 artırıyor. Yani 8 yıl eğitim almış bir annenin çocuğunun okul öncesine devam etme olasılığı yüzde 24 artıyor. Bu yaşta, sanayi ya da hizmet sektöründe çalışan annelerin çocuklarının okul öncesi eğitim hizmetlerinden faydalanma olasılığı ise çalışmayan annelerin çocuklarına göre yüzde 16 daha yüksek gerçekleşiyor.
Kadınlar çocuğa bakmak için çalışmıyor
Türkiye’de çocuk bakımı çok büyük oranda (yüzde 72) bir kadın meselesi olarak algılanıyor. Özellikle küçük yaşlarda çocuğun anne tarafından bakılması ile ilgili sosyal normlar ve tutumlar güçlü. Ev dışı aktiviteleri babaların sadece yüzde 10’u tek başına üstlenirken, birlikte üstlenen anne-baba oranı yüzde 31. Çalışmayan kadınların yüzde 42,5’i bunun birincil nedeninin küçük yaşta çocuk sahibi olmaları olduğunu belirtiyor. Çalışan annelerin yalnızca yüzde 13’ü kreş veya yuva hizmetlerinden yararlanıyor. Çalışan annelerin yüzde 34,5’i işe gittiklerinde en küçük çocuklarını büyükannelerine, yüzde 16’sı evdeki diğer çocuklara veya akrabalara bırakıyor.
Gelir yükseldikçe okullaşma artıyor
Ev halkının geliri arttıkça okul öncesi eğitime katılım da artıyor. En yoksul yüzde 20’lik dilimden gelen 3 yaşındaki çocukların okul öncesi eğitime katılım oranı sadece yüzde 2. Bu oran 4 yaşta yüzde 17, 5 yaşta ise yüzde 69’aü çıkıyor. En zengin yüzde 20’lik dilimdeki çocukların 3 yaşında okul öncesine katılım oranı ise yüzde 33. Aynı grupta bu oran 4 yaşta yüzde 77’ye, 5 yaşta ise neredeyse grubun tamamı olan yüzde 92’ye ulaşıyor. Hane halkının gelir seviyesi, annenin eğitimi ve istihdam durumu en çok 4 yaş okullulaşma oranlarını etkiliyor ve bu etki 44. aydan itibaren belirginleşiyor. Bu yaşta, en yüksek yüzde 20’lik varlık diliminden gelen çocukların okul öncesi eğitime katılma olasılıkları en düşük yüzde 20’lik varlık dilimden gelen çocuklara göre yüzde 26 daha fazla çıkıyor.
Kalabalık ailenin çocuğu doğrudan ilkokula gidiyor
Sosyoekonomik seviye 5 yaşta okul öncesi eğitime katılımı belirliyor. En yüksek sosyoekonomik dilimden gelen ailelerin çocukları sıklıkla okul öncesine devam ediyor. En yüksek yüzde 20’lik varlık dilimi dışından gelen, anneleri daha az eğitimli olan ve daha fazla sayıda kardeşi olan çocukların çoğunluğu doğrudan ilkokula kayıt oluyor. Bu yaşta en zengin yüzde 20’lik dilimden gelen çocukların okul öncesine katılma ihtimali yüzde 69 iken, bu oran en yoksul yüzde 20’lik dilimden gelen çocuklar için yüzde 21 olarak gerçekleşiyor.
NOT: Haberin 2 Kasım 2017 tarihli Vatan Gazetesi’nde yayınlanan hali buradan (http://www.gazetevatan.com/okul-oncesi-egitimi-etkileyen-okumus-anne–1115268-yasam/) okunabilir.