Türk-Alman Üniversitesi Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Erdoğan, araştırmalara göre Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin geri dönmesi yönündeki beklentilerinin mümkün görünmediğini söyledi. Erdoğan, “Türkiye’deki Suriyelilerin yarıdan fazlasının burada kendini mutlu hissediyor. Bu yüzden Türkiye’de kendilerine yeni hayat kuruyorlar” dedi.
İLKER AKGÜNGÖR / VATAN HABER MERKEZİ
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) ile Gazeteciler Cemiyeti’nce “Mülteci Hakları için Medya ve Sivil Toplum İş Birliği Projesi” kapsamında yapılan toplantıda konuşan İGAM Başkanı Metin Çorabatır, Türkiye’deki farklı hukuki tanımlamalara rağmen, zulüm ve şiddet yüzünden göçle Türkiye’ye gelen Suriyelilere ‘mülteci’ denilmesinde sakınca olmadığını söyledi.
“Günde ortalama 395 bebek doğuyor”
Toplantıda konuşan Türk-Alman Üniversitesi Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Erdoğan ise Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilerin ‘geri döneceği’ yönündeki beklentinin yapılan saha araştırmalarına göre “pek mümkün görünmediğini” belirtti: “Türkiye’de doğan Suriyeli bebek sayısı 350 bini aştı. Türkiye’de günde ortalama 395 Suriyeli bebek dünyaya geliyor. Sadece 2019’da ülkemizde yaklaşık 140 bin Suriyeli bebek doğacağı tahmin ediliyor. Sadece yüzde 15’i kayıt altında olan 1 milyondan fazla Suriyeli Türkiye’de çalışıyor. 600 binden fazla çocuk okula gidiyor” dedi.
“Türkiye’de mutlular”
Yapılan saha araştırması sonuçlarına göre, Suriyelilerin yarıdan fazlasının Türkiye’de kendini mutlu hissettiğini söyleyen Prof. Dr. Erdoğan, “Bu nedenle Türkiye’de kendilerine yeni hayatlar kurmaya çalışıyorlar” diye konuştu. Araştırmalarda Türk toplumunun yaklaşık yüzde 80’ini Suriyelilerin kalacağını düşündüğünü söyleyen Erdoğan, “Suriyeli sığınmacıların çok ciddi bir bölümünün, Türkiye’de kalıcı olduğu gerçeğiyle yüzleşilmeli. Buna göre politikalar üretilmeli” dedi.
“Yarısı eğitimsiz”
Prof. Dr. Murat Erdoğan Suriyeli mültecilerin yaklaşık yarısının eğitimsiz olduğunu söyledi: “Türkiye gelen Suriyelilerin yüzde 33’ü okur yazar değil. Yüzde 13’ü ise ‘okur-yazarım ama okul görmedim’ diyor. Toplamda gelenlerin yaklaşık yarısı eğitim görmemiş. Bu biraz Türkiye’nin bahtsızlığı. Kuzey Suriye’nin geleneksel yapısı, muhafazakar yapısı, yoksulluğu gibi nedenlerle eğitim düzeyi düşük. Bu nüfus çoğunlukla bize geldi. Lübnan’daki, Ürdün’deki okur yazar olmayanların oranı yüzde 10’larda görünüyor. Biz bu insanlarla bir arada yaşayacağız ve bu tablo hep zaman karşımıza çıkacak.”
“Suç oranı düşük”
Suriyeli mültecilerin, suça karışma oranlarını Şanlıurfa’dan örnek vererek anlatan Erdoğan, “Şanlıurfa’da güvenlikle ilgili rakamlara baktığımızda Suriyeliler yaşanan olayların yüzde 1’ine karışmış. Nüfusa oranları ise yüzde 25. Ancak suça karışmada yükseliş var bu giderek artacak. Almanya’daki Türklerde de benzeri bir durum yaşandı. Kitlesel akınlarda grup kendi içine kapanıyorsa, kendi hiyerarşisini oluşturuyorsa o zaman suç oranları artar, gettolaşma oluşur. Korku senaryosu yaratmak için söylemiyorum ama bu bir gerçeklik. Gelen insanların travmatik olduğunu, bombalardan kaçıp geldiğini, emek sömürüsüyle karşılaştıklarını, sokakta hakarete uğradıklarını, ekonomik sıkıntılar içinde yaşadıklarını unutmayalım. Suriyeli olması gerekmiyor ister Koreli, Alman, Türk olsun; dünyanın her yerinde bu grupların potansiyel olarak ciddi riskler yarattığı açık” dedi.
NOT: Haberin 8 Ekim 2018 tarihli Vatan Gazetesi’nde yayınlanan hali buradan (http://www.gazetevatan.com/suriyelilerin-donmesi-zor-turkiye-de-mutlular-1207349-gundem/) okunabilir.